Makina İmalatçıları Hidrolik Pnömatik sektörünü değerlendirdi.
Kongrenin, “Makina İmalatçılarının Hidrolik-Pnömatik Sektöründen Beklentileri” konusunda düzenlenen ilk Yuvarlak Masa Toplantısının yöneticiliğini HPKON 2017 Yürütme Kurulu Üyesi ve Rota Teknik A.Ş. Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Şemsettin IŞIL yaparken konuşmacı olarak Kayhan Hidrolik’ten Sevda Kayhan Yılmaz, Hidromode’den Hasan Büyükdede, Durmazlar Makina’dan Hüseyin Durmaz, Türkiye’nin Makinecilerinden Ahmet Yılmaz ve Bosch Türkiye’den Steven Young konuşmacı olarak katıldı.
Toplantı Yöneticisi: Şemsettin Işıl - Rota Teknik A.Ş. Konuşmacılar: Hasan Büyükdede - Hidromode Hüseyin Durmaz - Durmazlar Sevda Kayhan Yılmaz - Kayahan Hidrolik Steven Young - Bosch Türkiye Ahmet Yılmaz - Türkiye’nin Makinecileri Toplantıda ilk sözü alan Kayahan Hidrolik’ten Sevda Kayhan Yılmaz yepyeni bir dünyanın geldiğini ve bu trenin kaçırılmaması gerektiğini söyleyerek “Sadece sanayi değil dünyaya bakışımız, yaşamımız değişiyor. Hidrolikçilerin hızlıca otomasyoncularla işbirliği içine girmesi gerekiyor. Bunun için küme çalışması yapılabilir. Bir sonraki kongre hidrolik pnömatik ve otomasyon kongresi olabilir. Otomasyoncular da aramıza alınarak ortak çalışma yapabilir, işbirliğini artırarak yeni ürünler, daha hızlı üretim ve verimli ürünler üretebiliriz” dedi. Yaşamın dönüştürülebilmesi için eğitimin önemine dikkat çeken Sevda Kayhan Yılmaz insanın eğitimi ile arzulanan dünyaya ulaşılacağını söyledi. Daha sonra söz alan Hidromode firmasından Hasan Büyükdede hazırladıkları projelerde en yeni teknolojiyi kullanma çabası içinde olduklarını belirterek “Çoğunlukla ihracatımızı Avrupa Birliği ve Almanya ile yapıyor olmamız bizi bu düşünceye itmiş olabilir. Firmaların talebi yurt dışındaki firmalar gibi üretim yapmayı, onların niteliğinde otomasyon ve hidrolik donanım yapmayı, mekanik imalatımızı o nitelikte uygulamayı, onların projeleri niteliğinde proje yapmamız gerekliliğini bize öğretti ve her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Gelen problemlere baktığımızda hem yurt dışında hem ülkemizde üretim sayısını arttırma yönünde. İndirip kaldıran pres yapmak artık yok. Müşterinin talebi otomatik yüklemeden, tablanın hareketine, otomatik beslemeden önceki makine ile sonraki makinanın birbirine haberleşmesine önem veren bir noktaya geldi. Yurt dışındaki firmaların talebi ile ülkemizdeki firmaların talebi arasında artık fark kalmadı hatta bizim firmalarımızın talebi bazı konularda daha fazla diyebilirim” dedi. İşleri yaparken sırtınızı dayadığınız hidrolik pnömatik ve otomasyon sektöründeki çalıştığınız ortaklarınız çok sağlam olması ve desteklerinin çok iyi olması gerekiyor diyen Büyükdede burada müşteri talebini arkanızdaki firmalara aktarırken doğru aktarılması, ona uygun donanım ve techizatın tedarik edilmesi, ona uygun yazılımların yapılabilmesi, ona uygun otomasyon tekniklerinin çok iyi oturtulması dönemine girildiğini hatırlatarak bu konuda Türkiye’de çok iyi firmaların oluşmaya başladığını ama henüz bu işin çok başında olunduğunu belirterek “Yurt dışına gönderdiğiniz makinanın kontrolünü buradan yapamıyor ve göremiyorsanız o makine artık sizde değil. Süreç buraya doğru gidiyor ve Türkiye bu alanda güçlü olabilir” dedi. Büyükdede’nin ardından söz alan Durmazlar firmasından Hüseyin Durmaz ise şunları söyledi: “Pompa grupları hariç birçok ürünü yurt dışından ithal ediyoruz. Ülkemizde üretim olmadığı için bir ambargo ile karşılaşsak makinalarımızda kullanılacak valf bulamayacak duruma geliyoruz. Yerli ve milli markalar yaratılmalı ve bunları ilgili bakanlıklarımız stratejik sektör kapsamına almalı. Dernekler olarak bu üretimin sağlanması için bakanlıklarla sıkı iletişime geçmek gerekir. Tüm dünyada ekonomik sıkıntı yaşanırken Almanya bu sıkıntılarla karşılaşmıyor. Bunun nedeni endüstrinin gelişmiş olması, üretimin yüksek rakamlarda gerçekleşmesidir. 2008 yılında iş hacmimiz azaldı. Bizde bunun üzerine tramvay üretimi için çalışmalar başlattık ve 2013 yılında önce Bursa’da ardından Samsun’da bizim tramvaylarımız kullanılmaya başlanıldı. Dünyada yapılan ilk tramvaya baktığımızda İngiltere’de 1803 yılında 100 km ile giden treni yapmışlar. Biz ise bir yerli firma olarak 2013 yılında ilk üretimimizi yapmışız. Bu da gösteriyor ki biz en az 200 yıl geriden geliyoruz. Bizim bu 200 yılı kapatmamız gerekiyor. Bizim üretmeyi planladığımız işi yapmaya çalışıyorken dünyada o teknolojinin eskidiğini görüyoruz. Bu nedenle zamanı satın almamız gerekiyor.” Türkiye’nin Makinacıları adına söz alan Ahmet Yılmaz ise Türkiye’de dijitalleşme, endüstriyel alanda gelişme, çok az olan ihracatın önümüzdeki yıllarda yoğunlaşacağı ürün grupları, teknolojik işbirliği ve transferler konusunu nasıl gündemde tutup geliştirebiliriz bunlar üzerine çok fazla kafa yormamız gerektiğini ve uygulanabilir planlar haline dönüştürmenin önemini dile getirdi. Türkiye’de, hükümetin üç beş sektör bileşeniyle birlikte bir plan yapmasını beklemenin doğru olmadığını söyleyen Yılmaz, Almanya eğer bir konuyu hedef veya plan olarak ortaya koymuşsa bunu toplumun her kesimi seferberlik şeklinde üstlenmesi için planların hayata geçebildiğini ve bu planın adım adım nasıl ilerlediğini nasıl geliştiğinin görüldüğünü belirtti. Bu çalışmalara ilişkin örnek veren Yılmaz şunları söyledi: “Örneğin Almanya’da bu çalışmaları yapanlar hükümet değil. Sektörün sahibi firma veya enstitüler bu çalışmaları yürüterek Alman hükümetine neyi nasıl yapmaları gerektiğini söylüyor. ABD’de olsun diğer güçlü ülkelerde olsun bu işler o alandaki güçlü yapılarla sürdürülüyorlar. Almanya’da Hidrolik Pnömatik alanında öncü 60 firma cirosunun %1’ine denk gelen bir bütçe ile araştırma fonu kurmuşlar. Bu sadece Hidrolik pnömatikle ilgili bir çalışma. Hedef 60 firmayı 100’e çıkarmak. Firmalar cirosuna göre katılıyor. Bu yapının paydaşları arasında 2 tanesi alanında önde gelen araştırma üniversitesi, 4 tanesi ise araştırma enstitüsü. Burada birbiriyle rakip olan firmaların işbirliklerini görüyorsun. Aynı sahada Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından artı fayda sağlamak için bir araya gelinmiş. Maalesef bu Türkiye’de çok az, ama endüstriyel gelişim için kaçınılmaz bir şey. Hiçbir sektör veya alt sektör grubu artık bağımsız düşünme ve bir şey geliştirme konusunda özgür değil. Günümüz dünyasında her bir sektör kendisine komşu olan sektör veya alt sektöre ilişkin gelişmeleri bilmek, bunların kendilerine etkisini iyi tercüme etmek zorundadır. Bu nedenle daha fazla işbirliği ve paydaşların bir araya gelmesi gerekmektedir.” Bosch Türkiye’den Steven Young dünyada birçok mega trend olduğunu söyleyerek bunlardan üçüne ilişkin görüşlerini şu şekilde ifade etti: “Bu mega trendlerden birincisi bağlanabilirlik konusudur. Dijital bir dünya da yaşıyoruz. Bunun fırsatlarını ve beklentilerini görmemezlikten gelemeyiz. Sadece Endüstri 4.0 değil; akıllı şehir, akıllı arabalar, akıllı fabrikalar, akıllı sanayi dönemine giriyoruz. Müşteri davranış biçimleri bizim ileride ne tarz hayatımızın olacağını belirler. Bu anlamda geleceğin müşterisi Y neslinden oluşuyor. Bu neslin önemli özelliği teknoloji odaklı olmasıdır. 1997 yılında 6 milyon adet cihaz birbiri ile bağlantı kuruyorken bu rakamın 2020 yılında 50 milyar adet cihaz olması bekleniyor. Bu bağlanabilirlik daha uzun dönemde muazzam bir noktaya ulaşacak. İkinci konu dünyadaki sermaye akımlarını yakından takip etmektir, küresel ayak izidir. Son 20-30 yıldır sermaye batıdan doğuya ilerliyor. Çin, Hindistan, Endonezya, Pakistan ve Afrika muazzam bir çıkışta. Şu an dünyada ki en büyük ekonomi ABD iken 2030 yılında dünyanın en büyük ekonomisi Çin ikincisi Hindistan üçüncüsü ise ABD olacak. Bu pazarlar gelişmekte olan ülkelerde daha büyük olacaktır anlamında olup ve ürünlerimize olan talepler daha çok gelişmekte olan ülkelerden gelecek. Eğer işlerimizi çoğaltmak istiyorsak gelişmekte olan ülkelerde küresel ayak izimizi basmamız gerekiyor. Bizim orada olmamız gerekiyor. Artık geleneksel pazarlardan eskisi gibi talep gelmeyecek. Üçüncü trend ise enerji ve çevre. Bu gelişmekte olan ülkelerin ortak özelliği hepsi hızlı büyür ama hepsinin enerji sıkıntısı vardır. Aynı Türkiye gibi. Türkiye enerji ihtiyacının %60’ını ithal ediyor. Ülkelerin enerji lüksü yok. Sizin bir şekilde enerji üretmeniz gerekiyor ve tasarruflu kullanmanız gerekiyor.”
Yuvarlak masa toplantısının sonunda, toplantıya katılanlara ve sektörde 50. Yılını dolduran üyelere plaketleri, Şemsettin Işıl tarafından takdim edildi.